Çakra Nedir?
Chakra (şakra) kelimesi, Hintlilerin kullandığı eski bir dil olan Sanskritçedir. Sözcük olarak tekerlek, disk, çark gibi anlamlara gelmektedir. Bedenimizde bulunduğu varsayılan spiral galaksi şeklindeki enerji merkezlerini tanımlamak için kullanılmaktadır.
Çakra Sistemi

Spiral galaksi şeklindeki bu merkezler, dışarıdan (özellikle yücelikler âleminden, ruhsal âlemden, içsel alemden ya da ilahi kaynaktan) gelen enerjiyi (bilinçleri) vücudumuza aktaran, birbiriyle bağlantılı girdap görevi yapmaktadır. İnsan bedeninde çok sayıda enerji aktarım merkezi bulunmasına rağmen, Doğu, özellikle de Hint ve Tibet kaynaklı öğretilerde, en önemli görülen ve temel alınan çakra sayısı 7’dir. Bu 7 çakra, kuyruk sokumu kemiğinden başlayıp omurilik boyunca ilerleyen ve başın tepesinde sona eren bir çizgi üzerinde yerleşiktir.
Bunlar, kuyruk sokumu kemiğinden başlamak üzere kök (temel), dalak, güneş sinirağı (solar pleksus), kalp, gırtlak (boyun, boğaz), alın (üçüncü göz, kaş), tepe (taç, bin katlı) adlarıyla anılmaktadır.
Sistemin öğretisinde temel amaç, bedendeki enerji merkezlerini harekete geçirerek, sağlıklı çalışmasını sağlayarak, hem bedensel, hem ruhsal bütünlüğü sağlamak, evrensel ya da ilahi enerjiyle bağlantı kurarak üstün insan durumuna yükselmektir.
Ancak bu durumda, ulaşılan gücün iyiye (şifa için veya iyilik amacıyla) kullanılması kadar kötüye kullanılması da söz konusudur. Bu konuda uyarılar yapılmaktadır.
Çakralar ve Dinimiz

Sistem, bazı yönleriyle, İslam tasavvufundaki Letaifler Sistemi ile benzeşmektedir. Sözsel anlatımla Tasavvufta da vücudun belirli bölgeleri, sırayla, “Allah” yahut “Lâ ilahe illallah” zikriyle harekete geçirilerek, tüm bedenin ilahi nurla bezenmesi amaçlanır. Bu süreç, “Seyri Süluk” denilen ve yaşanılarak anlaşılabilecek manevi bir hale ulaşmayı amaçlayan daha uzun bir sürecin başlangıç bölümüdür. İslam tasavvufunda da harekete geçirilmesi gereken letaifler 7 tanedir.
Ancak yerleri, çakralardan epeyce farklıdır. İlk letaif sol memenin dört parmak kadar altındadır ve KALP olarak adlandırılır. İkincisi sağ memenin dört parmak kadar altında RUH, üçüncüsü sol memenin iki parmak kadar üstünde SIR, dördüncüsü sağ memenin iki parmak kadar üstünde HAFA, HAFİ, beşincisi göğsün ortasında AHFA, altıncısı alnın ortasında, iki kaşın arasında NEFS-İ NATIKA bulunur. Yedinci letaif ise bunların üzerine kuruludur ve bedenin tüm zerreleridir NEFS-İ KÜL.
Göbeğin önemi, ilah ve Allah kelimelerinin son harfinin, söylenişteki çıkış noktası burasıdır. Hayatin devamı için nefes alıp vermekte kullanılan havanın (hevânın) ilk harfidir. Gerek “Allah” gerekse “Lâ ilahe illallah” zikrinde göbek bölgesi kendiliğinden hareketlenir.
Hemen belirtelim ki, İslam tasavvufundaki seyr-i süluk yolculuğunun, mürşid-i kâmil adı verilen Allah dostlarının denetimi altında yapılması gerekmektedir. Aksi halde amaca ulaşılması imkânsız derecede zor olduğu gibi, hatalı inançlara veya çılgınlığa sebep olması da mümkündür.
Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Tasavvufun kaynağı doğu felsefesi midir? Doğrusu şudur: Tüm esma (öğretiler, meslekler vs) ana hatlarıyla Hazreti Adem’e öğretilmiş, sonraki her peygamber de bu öğretileri veya meslekleri ayrıntılarıyla tebliğ etmiştir. Örneğin Hazreti Harun gemoloji (taş bilimi), Hazreti Davud metalürji (metal ve maden işletimi), Hazreti İdris terzilik ve astroloji, Hazreti Lokman tıp konusunda pirdir. Peygamber Efendimizle ise din ve öğretiler tüm gerçekliğiyle kemale emiştir.
Hindistan’da Buda, bir ihtimal peygamberlerdendir. Ancak insanoğlundaki putlaştırma hastalığı, ölümünden sonra tanrı ilan edilmesine sebep olmuştur. Budizm’in tek tanrısı da Buda değildir. İrili ufaklı başka tanrıları da bulunmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’den önceki her kitap gibi, İslam’dan önceki her din gibi, diğer peygamber öğretileri de zamanla tahrifata uğramış, asliyetini kaybetmiştir. Bu nedenle tasavvuf doğu ezoterizminin devamı değil, İslam dini temeli üzerine bina edilmiş Habibullah öğretisidir.
Yine de doğu felsefesindeki çakra sistemiyle tasavvuf yaşantısındaki letaifler sistemi arasında önemli bir fark vardır. Letaifler tümüyle manevi temizlenme ve manevi oluşla ilişkilidir. Ayrıca letaiflerle çıkılan manevi yolculukta İslam esasları yanlış mecralara sürüklenmekten koruyucu faktördür.
Unutmayalım ki değişik metotlar kullanarak olağanüstü deneyimleri herkes yaşayabilir ancak Müslümanların yaşadığı deneyimlere keramet, Müslüman olmayanların yaşadığı deneyimlere istidraç adı verilir. İstidraç ise küfrü artırmaktan başka işe yaramaz. Bu nedenle sistemi, doğu dinlerinden bağımsız ve yalnızca tıbbi bir sistem olarak incelemek gerekmektedir.
Doğu felsefesindeki sistemde enerji merkezleri bedensel ve ruh bütünlüğümüzün bir parçasını düzenler. Bu nedenle noktalardan birinin hareketsiz kalması veya tıkanması fiziksel veya ruhsal bedenimizde problemler oluşturacaktır.
Çakraların Yerleri ve İsimleri
Her çakranın bir salgı beziyle, bir renkle, bir elementle, bazı taşlarla bağlantılı olduğu varsayılmaktadır.

Sembolü Lotus çiçeğidir. Lotus çiçeği, bataklıklarda, kirli ve çamurlu ortamlarda yetişir. Ancak çiçekleri ve yaprakları tertemizdir. Temiz kalmasının nedeni, yağan yağmur damlacıklarını yapraklan üzerindeki toz ve kirlere yönlendirebilme yeteneğidir. Yağmur damlaları, yaprağın üzerinden hemen düşmez, tozlu bölgede bir müddet dolaşarak kirleri toplar ve sonra yapraktan yere kayar.
Taşlarla tedavide, taşların mineral yapısı kadar olmasa da, deneyimlerime göre çakralara göre taş kullanımı da önemlidir. Bu nedenle çakralar hakkında, kısa da olsa bilgi vermeyi uygun gördüm.
Ancak çakralar konusunda da, çakraların yerinin tarifi dışında farklı görüşler, farklı uygulamalar bulunmaktadır. Bana göre yerleri omurga ve baş kemiklerinin bölümlerine göre belirlenir ve bölümlerden çıkan sinir kümelerinin etkilediği organlar dikkate alınırsa daha uygun olacaktır.
İlk 5’i omurgaya göre belirlenmiştir. İlki (Kök), omurgada sivrileşip küçülen en alt bölümün (kuyruk sokumu omurlarının) karşılığıdır. Bu omurların sayısı insanın yaşına göre 4-6 adettir.
İkinci çakra (Sakral) omurganın sakrum (Sağrı) bölgesindeki 5 adet omurun, üçüncü çakra (Güneşsinirağı) omurganın bel bölgesindeki 5 adet omurun, dördüncü çakra (Kalp) omurganın sırt bölgesindeki 12 adet omurun, beşinci çakra (Boğaz) boyun bölgesindeki 7 adet omurun karşılığıdır.
Altıncı çakra alın, üst çene ve şakak kemiklerine, yedinci ise yan kafa ve art kafa kemiklerine karşılık gelmektedir.
Çakra Sisteminin Çalışması
Etkilediği denilen organlar ise bu bölgelerde yerleşen sinir ağı bölümlerinin yönettiği organlardır. Ancak belirtmeliyim ki sinir sistemi bölümleriyle etkilediği organlar arasındaki ilişki epeyce karmaşıktır. Bu nedenle her çakra bir alt veya bir üst çakra ile etkileşir veya bütünleşir, birçok organı birlikte yönetir. Birinin tıkanması, o bölgedeki organ veya sistemlerin sağlığının bozulmasına sebep olan olguların bulunması ve sağlıklı kalması için yapılması gereken eylemlerin eksikliğidir.
Ancak yine de kâinatta enerji bütünlüğü olduğunu, çevresel enerjilerle sürekli etkileşim içinde bulunduğumuzu, bedenimizde bu enerjilerden yararlı olanları alıp bedenin uygun bölgelerine ileten almaçların ve zararlı enerjilere karşı kalkan oluşturan mekanizmaların bulunduğunu unutmamak gerekir.
Gerçek 1.Kalite doğal çakra taşlarından hazırlanmış ürünlere sahip olmak için aşağıdaki online satış sitemizi inceleyebilirsiniz.